EMREMSULTAN KÖYÜ
  YAZILARIM
 

AHŞAP SU FIÇISI

 

Kendine has görüntüsü ve yapım tekniği ile Türkiye de başka bir örneği yoktur.Çam ağacından imal edilmektedir.Esas üretim yeri Nallıhan ilçesi Döğmeci köyüdür.Fıçı yapımının yaşayan ustaları şu anda Nallıhan ilçe merkezinde ikamet eden Mustafa ÇİFTÇİ ve Safi BOZKURT‘dur. Ahşap su fıçılarının en önemli özelliği, ana gövdeye eklenen alt parçanın metal çivi kullanılmadan birleştirilmesidir.Tabanından su sızdırmaması da ustanın marifetini gösteren diğer bir özelliktir.

 

 

 


İĞNE OYALARI

 

 

Dünya literatürüne "Türk Danteli" olarak giren iğne oyalarımız, ilk bakışta dantelle benzerlik gösterse de, bir alan oluşturan ve mutlaka bir eşyaya dikilmek üzere yapılan iki boyutlu dantelden, üç boyutlu yapısı ve başlıbaşına bir süsleyici olması ile ayrılmaktadır. İğne oyalarının malzemesi genellikle ipektir. İğne oyasının ortaya çıkıp gelişmesinde en büyük etken, Anadolu'nun İpek Yolu üzerinde olması ve ipek üretimi yapılmasıdır. Küçük iğnelerle düğümlenmek suretiyle yapılan oyaların, düğümler sıkıştırıldıkça örgü gözleride küçülmektedir. İğne üzerine iplikle ilmik atarak ve iğneyle ipliği bu ilmik içinden çekerek yapılan iğne oyalarının, kare ve üçgen olmak üzere iki ilmek çeşidi bulunmaktadır. Tekli sarma veya çiftli sarma biçiminde yapılabilen iğne oyalarının, tekli sarmasında, önce kumaşa batırılan iğnenin üstüne ipliğin sağdan sola doğru çevrilmesiyle bir halka oluşturulur. İlmekler belli aralarla tekrar edilerek zürafa adı verilen birinci sıra tamamlanır. Dönüş sırasında aynı ilmek soldan sağa doğru yönlendirilen halka içinden geçirilerek yapılmaktadır. İkinci sıra ise ya birinci sıradaki ilmeklerin birleşme noktalarına yada ilmeğin ortasına iğneyi batırarak aynı işlemler sürdürülerek kök, kaya ve ana oya gibi bordürü oluşturacak motifler meydana getirilerek yapılmaktadır. Örgü desenlerine, bölgelere göre örücüler arasında birli, pirinç, Mecnun yuvası,trabzon/trabzan vb. adlar verilmektedir. İğne oyalarında bir çiçek, bir yaprak başlı başına bir örnek sayılmaktadır. Bunların kullanıldığı yere göre çeşitli biçimlerde dizilmesinden kompozisyonlar oluşmaktadır. Bu kompozisyonları ;

  • Ulamalar

  • Yemeni oyaları

  • Hotoz oyaları

  • Taç oyaları

  • Dal oyaları

  • Saksı oyaları

  • Kese oyaları olarak sıralayabiliriz.

Motiflerin dik durmasını sağlamak için at kılı, anten teli, son zamanlarda misina kullanıldığı gibi, ayrıca yumurta akı, şeker veya jelatin ile de kolalanmaktadır.İğne oyalarında tabii ipek iplik, pamuklu iplik kullanıldığı gibi pul, boncuk vb. süsleyici gereçlerle yapılan örneklerden oluşan çeşitleri de görülmektedir.


KADIN BAŞLIĞI

 

 

Anadolu'da başlık giyimi bebeğin doğumu ile başlayıp, kadının ölümüne kadar süren, gelenek, göreneklere göre değişiklik gösteren giyim parçalarımız arasında yer almaktadır.

 

Bilhassa baş süslemelerinde saç şekilleri, zülüfler, örgüler, saçları süsleyen altın, gümüş, boncuk, püsküller, tüyler, rengarenk oyalı krepler, yazmalar ilgi ile izlenir.

Başlar ve başlıklar; saçlar, saçlara yapılan örgüler, örgülerin miktarı ve süslemeleri ile bu süsleme şekilleri bölgeden bölgeye değişmektedir. Kaküller ve zülüfler kadının evli-bekar olduğunu göstermektedir. Başlıklar ise hazır alınarak veya dikilerek süslenip başa giyilen ; tas, fes, tepelik, arakçının yanı sıra saça şekil verilerek süsleme yapılan; taç, hotoz, tozak vb. gruplara ayrılır.

Çeşitli başlık ve örtüler baş giyimlerinde ana malzemeyi teşkil ederler. Bunların üzeri veya etrafı küçük süsleyici malzemelerle zenginleştirilir. Değerli taşlar, inciler, çeşitli boy ve tipte altın ve gümüşler, maşallahlar, büyü, sihir ve nazara karşı takılan tılsımlar, baş giyimlerinin vazgeçilmez parçalarıdır.

Giysilerin tamamlayıcılarından olan baş giyimleri, kullananın arzusuna göre değil, geleneklerin öngördüğü şekilde düzenlenmektedir.


YÖRESEL YEMEKLER

 

 

           

        

 

Örnek tatlı tarifleri:

 

-KABAK TATLISI (Nallıhan-Döğmeci köyü)
Kabak kabuğu soyulmadan bir delik açılır.içine pekmez konularak (ekmek yapılan köy fırınları tercih edilmelidir) fırına konur.Saatlerce hafif ateşteki fırında piştikten sonra afiyetle yenilir.

 

- HÖŞMELİM (Nallıhan-Döğmeci Köyü) :

Tamamen koyun peynirinden yapılan Höşmelim büyük bir dikkat ve yoğun bir emek ister. Akşamdan mayalanarak, sabahleyin torbasından alınan peynir, suyunu tam salmadan ve tuzlanmadan bir tencereye konur, karıştırılır. Hafif ateş üstünde karıştıra karıştıra pişirilir. Peynir bir süre sonra suyunu salar, süt çorbası kıvamına gelir. Karıştırma işlemi yaklaşık iki saat sürer. Suyu buharlaşarak yiterken peynir lor kıvamına gelir. Bir kilo peynire birbuçuk kilo civarında toz şeker dökülerek karıştırmaya devam edilir. Yeşil sarı karışımı renkte yağını salıncaya kadar karıştırma işlemi devam eder. Daha sonra ocaktan indirilip soğumaya bırakılan bu nefis tatlı, yiyenlerin damağında yıllarca kaybolmayacak lezzet bırakacaktır.

 

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol